Adıyaman’da Palanlı mağarası ile başlayan kültürel gelişme, Kommagene Kralı I. Antiochos’un Nemrut Dağı’na yaptırmış olduğu anıt mezarla dünyanın en görkemli arkeolojik alanına ulaşmıştır. Kralın, Kommagene ülkesinde en yüksek dağın zirvesine yaptırmış olduğu mezar, hükümdarlar kültünün krallık için önemini yansıtmaktadır. Karakuş Tümülüsü, Arsameia, Adıyaman merkezde yer alan Pirin Antik Kenti gibi alanlar Kommagene Krallığı’nın bugüne ulaşmış eserlerini barındırmaktadır. Atatürk Baraj Gölü altında kalan ve Kommagene Krallığı’nın başkenti olmuş Samsat’da dönemin önemli kentleri arasında yer almaktadır. Cendere Köprüsü, SofrazTümülüsü, Sesönk Roma dönemi eserleridir. Memluk dönemini temsil eden eserler ise Eski Kahta (Yeni Kale) ile eski askerlik binasıdır. Besni’deki eserlerde Osmanlı döneminden kalmıştır. Adıyaman Merkez de iki OSB (Merkez, Mermer İhtisas)ve iki KSS (Merkez, Adıyaman 2. Kısım), Gölbaşı’nda bir KSS ve bir OSB, Besni ve Kahta’da birer KSS ve OSB hizmettedir.
Güneydoğu Toroslar’ın eteklerinden Fırat nehrine kadar uzanan platolara yayılmış durumdaki Adıyaman ilinin yüzölçümü 7.614 kilometrekaredir. Adres Kayıt Sistemi’ne göre 2019 yılında Adıyaman’ın nüfusu 626.465’tir. Adıyaman, Merkez ilçenin yanısıra Besni, Çelikhan, Gerger, Gölbaşı, Kahta, Samsat, Sincik ve Tut ilçelerinden oluşmaktadır. Türkiye’nin en verimli akarsuyu olan Fırat, ilin Güney ve Doğu sınırlarını oluşturur.
Başlıca geçim kaynağı tarım ve hayvancılık olan Adıyaman'da ekili alanlar bütün il topraklarını %33’ü kadar yer kaplar. En çok buğday, arpa ve mısır üretilir. Eskiden çok önemli bir gelir kaynağı olan üzüm bağlarının yerini şimdi antepfıstıkları almıştır.
GAP’ın tamamlanmasıyla birlikte Adıyaman’da kültür balıkçılığının yanısıra pamuklu dokuma, süt, yem ve et işleme tesisleri ile turizm yatırımları ağırlık kazanacaktır.
Adıyaman Kalesi, şehrin ortasında bulunan yığma bir tepe üzerinde yer almaktadır. Kale, Emevi Komutanlarından Mansur İbn-i Cavene tarafından Bizans saldırılarına karşı korunmak için yapılmıştır. Sonraları şehrin çekirdeğini teşkil edecek şekilde büyümüş ve şehrin adı da "Mansur’un Kalesi" anlamına gelen "Hısn’ı Mansur" diye anılmıştır. Bugün görünen kale duvarları orijinal olmayıp yakın tarihte yapılmıştır.
Kahta-Sincik yolunda, Cendere Çayı üzerinde inşa edilen köprü, Roma İmparatoru SeptimusSeverus (M.S. 193 - 211) zamanında XVI. Lejyon tarafından yaptırılmıştır. Köprünün başlangıçta dört sütunlu olduğu, sütunların SeptimiusSeverius, karısı Julia Donna, oğulları Caracalla ve, Getta'ya adandığı ancak Getta’nın sütununun kardeşi Caracalla tarafından öldürülmesinden sonra kaldırıldığı bilinmektedir.
Nemrud Dağı, Adıyaman İli, Kahta İlçesi’nin Karadut Köyü sınırları içerisinde olup, Kahta İlçesi’nin 54 km kuzeyinde yer almaktadır. 2150 m yüksekliğindedir. Dünyanın başka hiçbir yerinde görülemeyecek, 8-10 metre yükseklikte heykelleri, 2000 metre yükseklikteki bir piramidi, hala keşfedilmemiş bir kralın mezarını, Dünyanın en eski ve dev boyutlu horoskopunu ya da yıldız falı sistemini, yarım kilometre uzunluğunda eski kitabeleri, eski Grek ve Pers sanatı stili karışımı yapıtlarını bünyesinde barındıran Nemrud Dağı, dünyanın sekizinci harikası olarak da değerlendirilmektedir.
Kommagene Krallığı, Güneydoğu Anadolu’da Güneydoğu Toroslar’la Fırat Nehri arasında kalan, batıdan Kilikia, kuzeyden Kappodokia ile sınırlı bir bölgede kurulmuştur. Bu alan günümüzde Adıyaman, Gaziantep, Kahramanmaraş illerini kapsamaktadır. Asur ve Hitit egemenliklerini yaşayan Krallığın Asur kaynaklarında, Geç Hitit Dönemi’nde "Kummuh" olarak adı geçmektedir. Büyük İskender’den sonra Selefkiler’in egemenliğinde kalmıştır. M.Ö. 162 yılında MithridathesKalinikos tarafından bağımsız bir devlet olarak kurulmuştur. Mithridathes, ataları olan Persleri, Makedonları ve bölgedeki diğer toplulukları bir araya getirerek kurduğu bu güçlü devlete Grekçe "Genler Topluluğu" anlamına gelen Kommagene adını vermiştir. Krallığın ilk merkezi Arsameia olup, başkenti Samosata (Samsat)’tır.
Mithridathes’ten sonra başa gelen Kral I. Antiochos Dönemi’nde Kommagene Krallığı en görkemli devrini yaşamıştır (M.Ö. 69-36). Nemrut Dağı’nın 2150 m’lik doruğuna, gizemini hala koruyan tümülüsü yaptırmıştır. Bu dönemden günümüze gelebilen eserlerin büyük bir bölümü, I. Antiochos dönemine aittir. III. Antiochos’un ölümünden sonra, Tiberius zamanında bölge Romalıların eline geçerek Roma eyaleti haline getirilir (M.Ö. 17). Daha sonra kral olan Antiochos IV. Epiphanes’e, Roma İmparatoru CaligulaKommagene’yi geri verir (M.S. 38). AntiochosIV’ün ölümünden sonra, Vespasianusdönemi’nde (M.S. 72) Kommagne Krallığı yeniden Roma İmparatorluğu’na bağlanır ve Suriye eyaletinin bir parçası olur.
I. Antiochos’un kendisi için yaptırdığı tümülüs, Nemrud Dağı’nın tepesinde 2150 m. yükseklikte, 150 m çapında ve 50 m yüksekliğindedir. Doğudan, batıdan ve kuzeyden üç terasla çevrilmiştir.
Tepenin ortasındaki mezar odasını örtmek için, 30 bin m3 hacmindeki taş parçaları kullanılmıştır. Yazıtlara göre Kommagene Kralı I. Antiochos Kutsal Tepe’de gömülmeyi emretmiştir. Yapılan araştırmalarla, tümülüsün kayalık bir tepe üzerine yığılmış olduğu ve I. Antiochos’un mezarının ana kayaya oyulmuş bir odada korunduğu varsayılmaktadır. Tümülüsün içindeki kral mezarının yerini saptamak için, sismik ve impuls radar metodlarıyla ölçümler yapılmış ve jeofizik açıdan değerlendirilmiştir. Araştırmalar sonucu, tümülüsün altındaki ana kaya çekirdeğinde boşluk olarak yorumlanabilecek birçok jeolojik anomalinin olduğu saptanmıştır. Bu yüzden bu boşlukların bir mezar odasına mı, doğal bir yapıya mı ait olduğu henüz kesin olarak bilinmemektedir.
Doğu terasta, yer alan kolosal heykeller 8-10 m yüksekliktedir. Tanrılar sırasının önünde bir sunak yer almaktadır. Batı terasının simetriği olarak yapılmış heykeller ve taş üzerine yapılmış kabartma dizileri günümüze oldukça tahrip olarak gelmiştir. Yazıtlarda, doğu terasta tahtta oturan büyük heykellerin sıralanış şekli şöyle belirtilmektedir.
Tanrılar tahtında; Antiochos, Bereket ilahesi Kommagene (FortunaThyce), Grek-Pers Tanrılar katının yöneticisi ve hükümdarı Zeus-Oromasdes, Apollon-Mitras, Herakles Artagnes yer almaktadır. Tanrıların iki yanında koruyucu olarak kartal ve aslan heykelleri bulunmaktadır ve Tanrılar dizisi Pers atalarının kaideleri ile son bulmaktadır.
Tanrılar tahtının, tümülüse bakan arka yüzlerinde, ülkenin emir ve yasalarını ayrıca, Kral I. Antiochos’un doğum gününü ve tapınma işleminin ayrıntılarını belirten Grekçe yazıtlar yer almaktadır.
Batı terastaki kolosal heykeller, doğu terastaki gibi sıralanmışlardır. Ancak, doğudaki sunak yerine, topografik durumun farklı olması dolayısıyla, ataların yazıtlarını ve kabartmalarını taşıyan orthostatlar (dikili taşlar) yapılmıştır. Kralın, Persli atalarının kabartmalarını taşıyan taş levhalar, batı terasın güney sırasında, Makedonyalı atalarına ait olan taş levhalar ise Tanrılar tahtının karşısında yer almaktadır. Batı terastaki tanrılar tahtının yanında, Kommagene krallarını değişik ilahlarla tokalaşırken tasvir eden kabartmalar yer almaktadır. Kabartmalar; Antiochos ve Kommagene (Fortuna), Antiochos ve Apollon-Mitras, Antiochos ve Zeus-Oromasdes, Antiochos ve Herakles-Artagnes olarak yer almaktadır.
Batı terastaki diğer bir değişiklik ise aslan kabartmalı taş levhadır. Dünyada bilinen en eski Horoskop olarak tanımlanan taş levha 175 cm boyunda, 240 cm eninde olup, üstünde, sağa doğru dönerek yürüyen bir aslan figürü betimlenmektedir. Boynunda bir hilal olan aslanın gövdesi sekiz ışınla karakterize edilmiş, 19 yıldızla bezenmiştir. Aslanın sırtında ise onaltı ışınlı üç tane büyük yıldız yer almaktadır. Yanlarındaki yazıyla, Mars, Jüpiter ve Merkür olarak belirtilmişlerdir. Horoskopla ilgili yapılan değişik yorumlara göre; Kral Antiochos’un doğum horoskopunu gösterir şekilde ifade edilmiştir. Prof. OttoNeugebaur’a göre, Roma Generali Pompeins tarafından I. Antiochos’un tahta çıkış tarihi olan, M.Ö. 62 ya da 61 yılının 7 Temmuz’u olarak yorumlanmıştır. Bu tarihte Jüpiter, Merkür ve Mars aynı hizaya gelmektedir. Prof. K. Dörner’e göre ise Nemrud Dağı’ndaki anıtın kuruluş horoskopudur. Kral Antiochos ile ilgisi olduğu düşünülen aslan Horoskopu’nunKommageneliler için çok kutsal sayıldığı, bir dini kitabe olarak korunduğu bilinmektedir.
Kuzey teras, doğu ve batı terasları bağlayan bir tören yolu şeklinde düzenlenmiştir. Bu terasta doğudan batıya sıra halinde dizilmiş Kommagene aile ve tanrılarına ait kaideler yer almaktadır.
Kahta’nın 12 km kuzeyinde yer alan tümülüs, 35 metre yüksekliktedir. Tümülüsü, bir tarafında üç diğer iki tarafında birer olmak üzere beş sütun çevrelemektedir. Dört tanesi ayakta olan sütunlardan birisinin üzerinde bir kabartma diğerinde ise kartal heykeli vardır. Tümülüs adını bu kuş heykelinden almaktadır. Kommagene krallarından I. Anctiochos’un oğlu II. MithridatesII’nin karısı, kızı ve torununun gömülü olduğu mezarın yüksekliği 10 metre çapı ise 2 metredir.
Dikilitaş adıyla anılan ve Roma dönemine ait olan bu anıt mezarın etrafında da 3 adet sütun yer almaktadır. Yığma taşlarla yapılmış olan bu tümülüsün altında, mezar odaları olduğu sanılan mekanlar mevcuttur.
İl merkezine 45 km, Besni İlçesi’ne 15 km. uzaklıkta, Üçgöz (Sofraz) köyünde yer almaktadır. Kommagene Krallığı’nın dini başkenti olan Sofraz’da bulunan iki lahit, M.S. II. yüzyılda Roma Dönemi’nde yapılmıştır. 15 m. yüksekliğinde olan mezarın üzeri kırma taş ve molozla örtülüdür. İçeride, iç içe iki oda ve mezar odasında iki lahit bulunmaktadır.Tümülüsün yaklaşık 750 m. güneyinde bulunan diğer Tümülüs ise üç odadan oluşmaktadır. Odalardan iki tanesi ana kayaya oyulmuş olup, her birinin içinde üçer tane lahit bulunmaktadır. Kesme taştan yapılmış olan üçüncü odada ise bir adet lahit bulunmaktadır.
Kahta’nın 26 km kuzeyinde Kocahisar (Eski Kahta) yer almaktadır. Kahta Çayı kenarında, kayalık bir tepe üzerinde bulunan kalenin yapım tarihinin Hitit dönemine kadar indiği düşünülmektedir. Kale de bu gün ayakta olan yapılarda bulunan kitabeler bize, Memluk sultalarından Kalaun (1279- 1290), Eşref Halil (1290-1293) ve Nasır Mehmet’in isimlerini vermektedir. Kale Osmanlı döneminde I. Mahmut zamanında ve Cumhuriyet döneminde de onarım görmüştür.
Arsameia, Yeni Kale’nin karşısındaki yüksek tepede yer almaktadır. Güneyindeki tören yolunda Mithras’ın kabartma heykeli, yine aynı alanda Antiochos- Herakles tokalaşma sahnesini gösteren stel ve bu stelin önünde Antiochos tarafından yazdırılmış büyük, Grekçe yazıt bulunmaktadır. Yazıtların bulunduğu yerden başlayan ve bugüne kadar en fazla 150 m derinine inilebilmiş olan tünelin kesin olarak hangi amaçla yapıldığı bilinmemektedir.
Pirin Antik Kenti, şehir merkezine 5 km mesafede (Örenli Mahallesi) yer almaktadır. Kommagene Krallığı’nın (M.Ö. 1.y.y.) beş büyük kentinden biri olan Antik Kent, Roma döneminde önemli bir konaklama merkezidir (Bu dönemde Malatya ile Samsat arasında yapılan yol kentten geçmektedir.). Kent, Bizans döneminde Nikia’da toplanan konsile temsilci göndererek dinsel yönü ile de ön plana çıkar. Pirin Antik Kenti’nde gerçekleştirilen kazılarda oda mezarlar, lahit mezarlar, yazıtlı lahit, kabartma heykel, kabartmalı sunak gibi buluntuların yanı sıra, altın küpe, bilezik, cam şişe, kandil ve sikke gibi küçük objelerde ele geçirilmiştir. Ortaya çıkarılan bu eserler Adıyaman Müzesi’nde muhafaza edilmektedir.
Adıyaman’ın 10 km. kuzeyinde, Planlı Köyü’nde yer almaktadır. I. Derece Arkeolojik Sit olarak tescil edilmiş olan mağara, Paleolitik döneme ait yaklaşık 40.000 yıllık doğal bir mağaradır. Duvarında bulunan ve halen fark edilen geyik figürü yalın kontur çizgilerle oluşturulmuştur.
Adıyaman’ın kuzeyinde, Taşgedik (Haydaran) Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Bir mağara içerisinde kayaya yapılmış olan kabartma Komagene Dönemi’ne ait olup, Güneş Tanrısı Helios ile Kral I. Antiochos’un tokalaşma sahnesi betimlenmektedir.
Adıyaman İl merkezine 40 km. uzaklıkta bulunan kaya mezarları geniş bir alana yayılmıştır. Roma Dönemine ait olan mezarlar ana kayaya oyularak yapılmış olup, bazı mezarların duvar ve kapı girişlerinde çeşitli figürler ve kabartmalar yer almaktadır.
Adıyaman’da halıcılık ve bakırcılık gibi el sanatları oldukça yaygındır. Yörede halı, kilim, ve keçe genellikle köylerde dokunmaktadır. Halılar, bazı köylerde doğal kök boyalarla, bazı köylerde ise sentetik boyalarla boyanmaktadır. Üretilen bu halılar başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere yurtdışına ihraç edilmektedir. Bunun yanı sıra Adıyaman’da keçe işçiliği de oldukça gelişmiştir. Ayrıca, kilim dokumacılığı, heybe, eldiven, çorap, poşu, yemeni, bakırcılık, dericilik ve ahşap işçiliği de yörede üretim yapılan el sanatlarıdır.